İstanbul oruspu Kayseri oruspu Eskişehir oruspu Konya oruspu Kurtköy oruspu Pendik oruspu Şişli oruspu Bahçeşehir oruspu Bostancı oruspu Maltepe oruspu Taksim oruspu Avcılar oruspu Göztepe oruspu Beylikdüzü oruspu Halkalı oruspu Mecidiyeköy oruspu İzmit oruspu Şişli oruspu Kadıköy oruspu Mersin oruspu Serik oruspu
18 Ocak 2024 Perşembe
Emre Efser Altılı Masanın Mutabakat Metnini Madde Madde İnceledi
YKS 2. dönem konuları yok mu? YKS 2. dönem konuları çıkacak mı, çıkmayacak mı?
Yabancı yatırımcı rotasını ne zaman Türk tahvillerine çevirir?
Davut Güloğlu, Yeniden Refah'ın Düzce adayı oldu
İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden bilim insanlarının yürüttüğü araştırmaya göre, çölyak hastalarının daha yüksek bir kalp sorunu riskine sahip olduğu bulundu.
İngiltere’de yaklaşık 100 kişiden birini etkileyen çölyak hastalığı, vücudun, ekmekte bulunan bir protein olan glütene aşırı tepki vererek ishali, karın ağrısını ve şişkinliği tetiklemesine ve bağırsakta hasara neden oluyor.
Daily Mail’in haberine göre, araştırma için, dört yıl boyunca 40 ila 69 yaşları arasındaki yaklaşık 470.000 Britanyalının sağlık sonuçları analiz edildi. Buna göre, kalp hastalığı ve kalp krizi gibi kardiyovasküler sorunların her yıl 1.000 çölyak hastasından dokuzunda meydana geldiği ortaya çıktı. Kalp hastalıkları, çölyak rahatsızlığına sahip olmayan her 1000 kişinin ise yedisinde görüldü.
EKMEK, MAKARNA, UN, TAHIL YASAK…
Otoimmün bir durum olarak bilinen çölyak hastalığı, vücudun bağışıklık sistemi glütende bulunan maddeleri bir tehdit olarak algılayıp bunlara saldırarak bağırsak dokusuna zarar verdiğinde ortaya çıkar. Ülsere ve iltihaba da neden olur.
Hastalar ekmek, makarna, pek çok tahıl ve unla yapılan hazır gıdalar gibi glüten içeren yiyecekler yemekten kaçınmalıdır. Birçoğu ilaç almaya da ihtiyaç duyar.
Bilim insanları, iltihaplı romatizma ve lupus gibi diğer birkaç otoimmün durumun da kalp krizi riskinin artmasıyla ilişkili olduğundan, bağlantının arkasında bağışıklık sistemindeki bir sorunun olabileceğini öne sürüyorlar.
Ancak, bulguları için kesin bir açıklama yapmadan önce daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyduklarını da ifade ettiler.