İstanbul oruspu Kayseri oruspu Eskişehir oruspu Konya oruspu Kurtköy oruspu Pendik oruspu Şişli oruspu Bahçeşehir oruspu Bostancı oruspu Maltepe oruspu Taksim oruspu Avcılar oruspu Göztepe oruspu Beylikdüzü oruspu Halkalı oruspu Mecidiyeköy oruspu İzmit oruspu Şişli oruspu Kadıköy oruspu Mersin oruspu Serik oruspu
Gastronomi turizmi, son yıllarda ülkemizde popülaritesini artırdı. Hatta gastronomide öne çıkan Gaziantep, Hatay ve Afyon başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına özel turlar düzenleniyordu. Ancak deprem, hem yerli hem de yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği gastronomi turizmini de vurdu. Konuyla ilgili Yeni Şafak’a değerlendirmelerde bulunan TÜRSAB 24. Dönem Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın, “Bölge turizmini toparlamak için minimum 3 aylık bir süreç olduğunu düşünüyoruz. Hızlı toparlanır ve konteyner evler yapılırsa güvenli otelleri hizmete alarak, bölgeyi tekrar tanıtabiliriz” dedi. Kartın, turizm paydaşları olarak yol haritası üzerinde çalıştıklarını vurgularken, toplumun bütün katmanlarının bu işin içinde olması gerektiğini söyledi.
Kartın, şu anda bütün turizm işlerinin durduğunu belirterek, depremin olduğu bölgelerde özellikle Antakya’da gastronomi turizminin de olumsuz etkilendiğini söyledi. Restorandan turizm rehberine kadar henüz hasar tespit çalışmalarının bitmediğini dile getiren Kartın, şöyle konuştu: “2023’te gastronomi anlamında çok üst seviyeye çıkmayı beklerken depreme yakalandık. Depremden etkilenen bölgeyi, orta vadede tüm Türkiye’nin yararlanacağı gastronomi kültür ve turizm kentine dönüştürmek lazım. Özellikle Hatay’da bu projeleri bir an önce hazırlayalım diye üniversiteden hocalarla görüşüyoruz.”
Antakya’da yıkılan yerlere yeniden bina yapmak yerine şehrin merkezinin kültür ve turizm alanı olarak kullanılması gerektiğinin altını çizen Ömer Kartın, “Sektör olarak önümüzde 2 aylık boş bir zaman var. Oturup düşünüyoruz, toplantılar yapıyoruz” diye konuştu. Ömer Kartın, bölgenin yeniden yapılandırılmasında turizm sektörünün mutlaka işin içinde olması gerektiğine vurgu yaparak, insanların barınma ihtiyacı tamamlandıktan sonra sıkı denetimden geçmiş sağlam otellerin yanı sıra konteyner otellerin de seçenekler arasında olduğuna işaret etti. “Önce algıyı düzeltmemiz lazım” diyen Kartın, “Türkiye’de UNESCO tescilli üç ilimiz var. Gaziantep, Hatay ve Afyon. Bu kentlerin komşularının da gastronomi anlamında çok önemli bir yeri var. Deprem gastronominin yüzde 80’ini vurdu” şeklinde konuştu.
Kartın, dünyanın dört bir yanından gelen misafirleri İstanbul dışında götürdükleri en önemli şehirlerin depremden olumsuz etkilendiğini söyledi. Kartın, “Gastronomi turizmi olarak gücümüzü kaybettik. Hızlıca bu yarayı sarmazsak 2023’de gastronomi turizmcileri olarak hem iç turizmde hem de dış turizmde kaybetmiş olacağız. Yılda yaklaşık 300 bin yabancı turist geliyordu. Ama yurt içinde GAP turları kapsamında yılda 2-3 milyon insan bölgeyi ziyaret ediyordu. Sadece bölge değil, oradan ekmek yiyen insanların ekonomisi sarsılacak.Nitekim İstanbul’dan oraya tur yapan firmalar ve çalışan rehberler de olumsuz etkilendi” açıklamasında bulundu.
Ömer Kartın, şu anda turizm sektöründe bütün işlerin durduğunu belirterek, “Bırakın o bölgeden satılan turları yurt dışına kruvaziyer gemisine gidecek insanlarda bile moral kalmadı” dedi. Türkiye’nin imajı konusuna çalışılması gerektiğinin altını çizen Kartın, şu ifadeleri kullandı “Dönüşümü yapmazsak bu psikolojik yıkıntı hem toplumumuzda olacak hem yurt dışından buraya gelecek olanlar için ön yargı oluşturacak. Rusya’dan Antalya’ya gelen turlar kesildi. Bu yıl ülkemizin dövize çok ihtiyacı var. Memlekete bu dövizi sağlayacak sektör ise turizm. İkinci olarak maalesef bu bölgelerden kaybettiğimiz tur rehberleri, aşçılar, restoran sahipleri şefler var. Bunlardan kaçı hayatta bilmiyoruz. Maalesef daha hasar tespiti yapamadık. En kısa zamanda hasar tespiti yapıp bölgeyi beraber kalkındıracağız. Dünyanın en büyük üç kentinden biri olan Antakya’yı yeniden ayağa kaldırma noktasında turizmi öne koymak lazım.”